3 Eylül 2014 Çarşamba

Sosyal Medya Kahramanları


Sosyal medyada kendine karakter oluşturmaya ve vasıf yüklemeye çalışanlar son zamanlarda oldukça arttı. İsim vermeden eleştirmek , asılsız ithamlarda bulunmak kolay bir seçenek olarak karşımıza çıktı. Başkasıyla yüz yüze konuşurken söyleyemeyenler, her şeyi orada rahatlıkla söyleyebiliyor. Bu da dostlukları sarsıyor ve sonuç olarak kimliksizleşmeyi başlatıyor.
Sosyal Medya kahramanları varlığınız sadece sanal ortamda ise, varlığınızı sorgulamanız gerekir . 
 


30 Haziran 2014 Pazartesi

Kartepe'de Yaban Kedisi Görüntülendi.

Yaban Hayat Fotoğrafçısı Ömer Bahadır Özyılmaz , KİDOSK Proje ekibi ve Proje Danışmanı Yaban Hayat Uzmanı Halim Diker tarafından sürdürülen çalışmalarda, Kartepe İlçesi'ndeki ormanlara yerleştirilen  fotokapanlarla  bölgedeki yaban hayvanı türlerinin belirlenmesi için arazi çalışmaları yapıldı. Yaban Hayatı Araştırma Derneği’nin de destek verdiği çalışmalar sonucunda nesli tükenmekte olan yaban kedisi fotokapan yöntemiyle görüntülendi.

SONU VURULAN VE LEOPAR VE VAŞAKLAR GİBİ OLMASIN
Yaban Hayat Fotoğrafçısı Özyılmaz, kısa süre önce görüntülenen ve nesli tükenmekte olan Yaban Kedisi’nin doğal denge açısından önemine dikkat çekti ve, “Yaban Kedisi insana zarar vermez. Bölgedeki vatandaşlarımızdan bu türün görüldüğünde zarar verilmemesi konusunda bir kez daha uyarmak isteriz. Yaban Kedileri doğal yaşam alanlarının azalması ve bu alanlara insan etkilerinin artması sebebiyle sayıları gün geçtikçe azalıyor. Özellikle geceleri avlanan yaban kedileri kara yollarından geçişleri esnasında araç çarpması sonucu ölüyorlar.” dedi


KOCAELİ’NİN YABAN HAYATI GÖZLEM ALTINDA

Bölgede ilk kez kayıt altına alınan Yaban Kedisinin yanı sıra Bozayı, Kızıl Geyik, Kızıl Tilki, Çakal, Porsuk , Kaya Sansarı, Yaban Tavşanı  gibi türler de fotoğraflanarak kayıt altına alındı.


Özyılmaz, Kocaeli'nin sanayinin başkenti olarak ön plana çıkmasına rağmen biyoçeşitlilik açışından bir çok yabani canlı türünü barındıran habitatlara sahip bir şehir olduğunu kaydetti. Kocaeli Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü’nün Pazarçayır Köyü bölgesinde doğaya saldığı Kızıl Geyiklerin sağlıklı bir şekilde popülasyonlar oluşturduğunu, anlatan Özyılmaz, “Şehrin bir kaç kilometre ilerisinden başlayarak ormanlık, dağlık arazilere, bakir vadilere, orman içi çayırlıklara, sulak alanlara sahip olan Kocaeli, bu alanlarda barındırdığı nadir memeli türleriyle de önem arz ediyor.

Çalışmalarımız heyecanla devam ediyor. Su samuru, ağaç sansarı, Kurt,  vaşak gibi nadir sayılabilecek memeli türlerini ve kemirgenleri de fotokapanlar ile fotoğraflayarak  yaban hayatının tanıtılması ve korunmasına katkı sağlamayı planlıyoruz” şeklinde konuştu.
 
Konu İle ilgili Tv Haberleri
 
 
 http://youtu.be/p--lUFfM7D8   Trt Çocuk 

 
 





14 Şubat 2014 Cuma

Yazdan Kalma Bir Kış!!

Öngörülen Uzun vadeli hava tahminlerine göre Kış mevsimi ‘’bir bahar sabahı’ tadında geçmeye devam edecek.. 2013 sonu ve 2014  başında  kısa süreli  soğumalarla birlikte ülkemizi batıdan doğuya  hızlıca kateden orta karar  yağış dalgalarıyla karşı karşıyayız.. İzcilik çalışmalarında aldığımız eğitimlerde; Kırlangıçlar alçaktan uçuyorsa yağmur geliyor, Güneşin batarken   yüksek bulutları kızıllaştırması, yıldızların net ve belirgin gözükmesi ertesi gün havanın iyi  olacağını dalalet olduğunu öğrenmiştik.. Gelişen teknoloji ile birlikte 5 günlük tahminlerde %90 oranında bir başarı söz konusu.. Aylık ve mevsimlik uzun vadeli tahminlerde oldukça başarılı yapılabiliyor..

Son 40 yılın ve hatta  uzaması halinde son yüzyılın en kurak dönemi kapıda mı? Yazdan kalma günler diye söylemler güzel ama yaz mevsimine de sarkabilecek hidrolojik ve ekonomik sonuçları ağır olabilecek bir kuraklık yaşanma ihtimali de kuvvetleniyor.

 Kutuplarla ekvator arasında bir orta enlem ülkesi olan ülkemiz bu özel konumu ile yıl boyunca farklı basınç ve salınım sistemlerinin etkisi altına girerek etkileniyor. Tüm bu sistemler Türkiye’nin iklimini belirlerken aynı zamanda ekosistemlerden, günlük yaşantımıza kadar yaşamın her alanını şekillendiriyor. Son dönemlerde, “nerede bu yağmur, kar?”, “Ocak,Şubat ayları ortasında bu güneş de neyin nesi?” serzenişleriyle kulaklıklarını çınlattığımız hava durumlarının nedeni Atlas Okyanusu üzerine yerleşen iki basınç sisteminin yani Kuzey Atlantik Salınımı’nın (NAO) ta kendisi.


 Kuraklığın Kocaeli'ye Etkisi

   İlimizde yaşanan istikrarlı kuraklık nedeniyle Barajlar ve göl gibi suyu içilebilen doğal su kaynakları da olumsuz etkilenmiştir. Samanlı Dağlarına kar olarak düşen yağışlı gün sayısı da geçtiğimiz yıllara oranla çok düşük. Turizmi merkezi Kartepe'de bundan nasibini almış durumda..Yuvacık barajını besleyen irili ufaklı derelerde su oldukça cılız akıyor ve debileri çok düştü.

                                                       Fotoğraf: www.haberciniz.biz

 Sapanca gölünde de durum farksız . Tarihinin en büyük çekilmelerinden biri yaşanıyor. Kuraklık sebebiyle suyu iyice azalan Göl ile ilgili büyük bir tehlike ortaya çıktı. Kritik eşiğe yaklaşılmak üzere . Seviye yarım metre daha düşerse su kalitesi ciddi oranda düşecek ve göldeki ekosistem büyük bir riskle karşı karşıya kalacaktır .İlimizde Kuraklığın etkileri öncelik olarak tarımda görülerek ve yavaş yavaş diğer suya bağımlı sektörlerde yer alan sanayi kuruluşlarına yayılabilir. İlimizde sadece Sapanca Gölünde su teminini sağlayan Tüpraş vb. 16 endüstri kuruluşu bulunduğu söylenmektedir. Bitkiler için yıl içerisinde yağan toplam yağıştan çok, büyüme dönemlerinde bitki kök bölgesinde var olan su daha önemlidir. Dolayısı ile bitkilerin çıkış ve gelişme döneminde ihtiyaç duydukları suyun toprakta bulunamaması durumunda tarım sektörünü 2014 yazında ciddi sıkıntılar beklemektedir. Kuraklığın nedenlerini anlamak kolaydır, sosyo-ekonomik etkilerini tahmin etmek ise oldukça zordur..

Uzun yılardır takip ettiğim yükseklik, rakım ve bakı faktörlerine göre kuvvetli tahminler yapan bir web sitesi hava tahminlerinde oldukça başarılı bir web sitesi…

http://freemeteo.com/

11 Şubat 2014 Salı

Samanlı Dağları ve Tramem..

12 Kasım sabahı Kartepe Pazarçayır İzcilik ve Doğa Sporları merkezinde buluşup,(Rakım 900mt) sobada kestane çay keyfi yaptıktan sonra Karaoluk Yaylasına doğru yola koyulduk. Gece boyunca yağan taze kar üzerinde ilerlerken, Sonbahar sarı kanatlarındaki tüyleri yaprak yaprak döküyordu.. Sarı beyaz yolda hiç zorlanmadan yörük yaylaya varıyoruz. Rakım (1200mt). Yörük yaylada damacanalara sularımızı doldurup, 400mt uzaklıktaki kamp alanına varıyoruz.

Kampımızı rüzgarı az alan bir noktaya kurduktan sonra, Kayınlarla başlayıp, ulu göknarlarla yükselen yamaca yaslanıp bir oh çektik..Ümit ustanın hazırladığı sandwiçleri yedikten sonra orman yolunu takip ederek Kızıl Geyik, tilki ve çakal izleri eşliğinde Altıoluk yaylasına ulaştık..Rakım (1350mt) Kapıorman Dağlarına doğru uzanan orman denizinde biraz seyre dalıp, donmuş ağaçları fotoğrafladıktan sonra değişik bir parkuru deneyerek kampa doğru ilerlemeye devam ettik. Kocaoğlan'ın taze yağan karın üzerinde bıraktığı izleri takip ederek ormanın içlerine kadar ilerledik. Göknarlar, Akçaağaçlar, yalnız ardıçlar, çamlar, kayınlar, yaşlı meşeler derken Kampta nöbetçi kalan Erdal abinin yaktığı ateşin başında buluverdik kendimizi. Gece için odun topladıktan sonra, ayazın körüklediği ateşin başında güzel bir akşam yemeği yedik. Tramemciler buluşunca ne konuşulursa fazlasıyla konuştuk ateşin başında.Tramem'i tartışıyoruz.Ahmet Hoca nasıl, Halim DİKER kesin arazidedir, Yasin'in girdiği haberler ses getiriyor, Fotokapanla çalışan üye sayısındaki artış, Shadowns'un zengin yaban patikası, Ozivol'un elle çektiği vaşak vb... aklımda kalan başlıklardan.. Timur'un ayı maceralarıda ayrı bir hava ve ürperti katıyor geceye.:)) . Bir çakal sürüsü kampımızı selamlayıp,kayboluyorlar gecenin karanlığında..Gece sıcaklık eksi 5 dereceye kadar iniyor. Çadırlarımıza girip, sabahı bekliyoruz.

Böyle Pazar sabahına can kurban..Çaylarımızı yudumlayıp, güzel bir kahvaltıdan sonra Yörük Yaylaya ilerliyoruz. Yaylalara çıkan bir orman patikasına igiriyoruz. Bu sırada ormanda bizi izleyen dişi bir Kızıl geyiği farkediyoruz..Ağaçların sıklığından dolayı fotoğraflayamasakta güzel bir renk katıyor bu orman sakini günümüze. Kuzey istikametinde dörtnala uzaklaşıyor bayan geyik. Kartepe'nin Güney Yamacından tırmanıp zirveye doğru ilerliyoruz..Tabi Tirvana'nın Yaban Adımlar çekimlerine konu mankenliği de yapmadan edemiyoruz. . Poyraz ve soğuk zirve bölgesinde durmamızı zorlaştırıyor..Yamaçtan kampa doğru ilerleyen bir yol bulup ilerliyoruz. Yolda Bozayıların istasyon olarak kullandığı ağaçları inceliyor, tahminlerde bulunuyoruz..Tabi aralarda ben bu çakal ayakizi diyorum, arkadan Hayır bu tilki olmalı diyor bir ses (Ümit), yok hatta ayı izi (Timur) derken :)) Kampa varıp, toparlanıyoruz. Nedense kimsede bir ayak ağrısı veya yorgunluk gözükmüyor..Bunun sebebini zeminde bulunan 10cm'yi geçemeyen toz kara borçlu olduğumuzu düşünüyoruz, akşam yemeği için Pazarçayır'daki anakampa geçiyoruz. Yine soba eşliğinde bir akşam yemeği yedikten sonra vedalaşıp ayrılıyoruz..


Misafir Kayıtçılar
Tirvana , ERDALGÖMCELİ , ursusarctos , camperscout


Görülen Türler

Gözlenen toplam tür adedi: 5
Gözlenen toplam memeli adedi: 12

157 Yabani Tavşan (3)
227 Çakal (4)
228 Kızıl Tilki (2)
237 Bozayı (1)
259 Kızılgeyik (2)



Kartepe'den Pazarçayıra Yaban Adımlar

Geçtiğimiz hafta sonu Kuzuyayla'dan, Altıoluk , Karaoluk Yaylaları parkurunu takip ederek Nisan ayında lapa lapa yağan, bazen tipiye dönüşen kar eşliğinde güzel bir yürüyüş yaptık.  Baharın geç geldiği Kartepe'nin yüksek yaylalarındaki Dağ laleleri, çiğdemler ve karlar altında uyanmaya başlayan binbir çiçek eşliğinde yolumuza devam ettik. Kuzuyayla sapağında başlayan Kış uykusundan uyanmış bir ayının izlerini takip ederek Altıoluk yaylasına ulaştık.
Ani bastıran tipi nedeniyle önce yaşlı bir kayının altına, ardından yıldırım düşme riskine karşı bir barakaya sığındık. Yaban Hayat Fotoğrafçısı Ümit Malkoçoğlu’nun pişirdiği öğlen yemeğimizi yedik.
Farelerin kışın kar altında kazdığı tünelleri hayretle incelerken önümüzde tombul, kısık gözlü bir yaramaz belirdi.
İlk defa karşılaştığım bu türü fotoğraflamak için önce derin bir nefes ,ardından hedefe odaklanıp netleme ve gözden kaybolana denklanşöre abandım.. Kısa bir karşılaşma olsa da birkaç karenin net olmasının mutluluğu paha biçilemez..


Kısa Kulaklı Kır faresi gibi ender rastlanan biri türü kayıt altına aldığımızdan habersiz Ümit Hocam’la tür tanımı hakkında tartışarak yola devam ettik.
 Yol boyunca karşılaştığımız Ayı, Kızıl Geyik ve Tilki vd.. yaban hayvanlarının izlerini fotoğraflayarak ilerledik..
Kartepe’nin güney yamacında kalan Karaoluk yaylası   yaşlı göknarlarını sarmış gri bulutlarla karşıladı bizi..Pınardan fışkıran buz gibi suyundan içip mola verdik..
Akşamın kızıl bulutlarının üstünde Göknar,ardıç  meşelerin arasında şakıyan baştankaralar, ve objektiflerimize güzel kareler vere Kızıl Şahinler eşliğinde  Kartepe Pazarçayır İzcilik ve Doğa SPorları merkezine ulaştık. 10 km lik bir yürüyüşün ardından sobanın başında izcilerin sıcak sohbetiyle günün yorgunluğu atma fırsatı bulduk.
                                                                                           8-Nisan 2012





 





Bir balıkçı Kasabası.. Dikili


                        Kandıra ilçesinde bulunan deniz ve ormanın iç içe geçtiği dikili kasabasında birkaç gün dinlenme fırsatı buldum. Karasu ile Kefken arasında kalan özel bir konumu var. Araf ta bir yer desek yeridir. Bir yanı Sakarya diğer yanı Kocaeli.. .  Bölgenin bitki örtüsü  Sahil Çamı, meşe, gürgen, defne ve makiliklerden oluşuyor. Geniş sazlıklarıyla menderesler yaparak akan,  büyük küçük binlerce kuşa ev sahipliği yapan, dereler mevcut..

Geçmişte Romalıların, Bizanslıların ve en son Cenevizlilerin hakimiyetinde kalan bölge son olarak Osmanlı  egemenliğinde kalmış.  Kıyıdaki kayalıklarda nizami kesilmiş sanki  gemiye yüklenmek üzere bekleyen yüzlerce dikdörtgen şeklinde kaya var.  Tarihte bu kayalıklardan kesilen büyük kayaların kesilerek Cami , Kilise ve özel yapı işlerinde kullanılmak üzere  İstanbul ve diğer şehirlere götürüldüğü rivayet ediliyor.

Doğal bir limanı olan kasabada limana yanaşan irili ufaklı balıkçı teknelerinden Eylül , Ekim aylarında Palamut, çinekop,mezgit vb. türdeki taze balıkları alabilmek mümkün oluyor. Temel ihtiyaçların karşılanabileceği bir marketi, balıkçı ve yazlıkçıkların buluştuğu bir kahvehanesi mevcuttur.


Koyu mavi denize kavuşan yemyeşil ormanlardan gelen çam kokuları ikindi çayına ayrı bir keyif katıyor.Akşam üstleri kumsalda yaptığım dinlercelerde gırgırla avlanan balıkçı tekneleri görmek beni ürkütse de, kıyıya avlanmaya gelen sevimli Afalina sürüleri ile hoşça vakit geçirdik…Yavrularına avlanmayı öğrettiğini düşündüğüm sürü, kocaman balıkları  ekip çalışması ile kıyıya sürüp avlıyorlardı.

Ormanlık alana yaptığım gezilerde Çakal, Yaban tavşanı ve Yaban Domuzu izlerini sürerken karşıma çıkan bir çakalı ışık azlığından dolayı fotoğraflayamadım ama saklandığı çalının arkasından uzun süre bakıştık :( Asıl tanışmak istediğim karacalardan ise bir iz bir işaret bulamadım..Köylülerle yaptığım görüşmelerde bölgede Çakal, domuz, tilki, tavşan,Gelincik, sansar vb.türlerle karşılaştıklarını , nadir karaca gördüklerini belirttiler. Artan  çakal sayısınında Karaca popülasyonunun çoğalmasını engellediği yönünde bir kanaat oluşmuş..Bölgede ticari amaçlı yapılan orman kesimlerindeki yanlışlar da dikkat çekici. Bölgenin hakim bitki örtüsü olan ağaçlar yerine Sahil Çamı ekimi yapılıyor. Ticari değeri olan Orman alanlarında  seyreltme yöntemi kullanmak yerine ağaçların hepsi kesilip , baştan  fidan dikilmesi ve ormanlaşmasının beklenmesi (En az 10 Yıl) bölge ekosisteminin devamlılığı ve zenginliği açısında risk oluşturuyor.